Ayvalık ve Cunda

Ayvalık

  1. Ayvalık’a Ulaşım
  2. Ayvalık’ta Gezilecek Yerler
  3. Ayvalık’ta Yeme-İçme ve Alışveriş
  4. Ayvalık’ta Konaklama

Ayvalık’la tanışmamız daha ilkokul dönemindeki yaz tatillerinden birinde olmuştu, Sarımsaklı plajında eşyalarımızın çalınması dışında pek bir şey hatırladığım söylenemez. İlerleyen yıllarda sanıyorum 6-7 kez daha gittik. O zamanlar dijital fotoğraf makinaları yok elbette, var olduğu zamanlarda da henüz herkesin kendini çekme hevesi olduğundan elimde o yıllara ait çok da fotoğraf yoktu. En son 5 sene önce gitmiştim sanıyorum, git gide kalabalıklaştığını ve Sarımsaklı Plajı’nın eski haline göre oldukça kötü olduğunu görmek beni üzmüştü.

Bu yaz Burhaniye’ye gittiğimde sadece yarım saatlik uzakta olan Ayvalık’a günübirlik bir ziyarette bulunarak hem anıları tazeleyip bol bol fotoğraf çektim hem de değişen bir şey var mı görmek istedim.

Değişen şeyler olmuş elbette, mesela merkezde Migros’un arkasındaki harika Ayvalık tostu yapan yer artık yok:( Otopark sayıları sanki çok azmış gibi daha da artmış. Cunda’da hoş yeni mekanlar açılmış ama öte yandan da kalabalıklaştıkça kalabalıklaşmış. İlginç ama Ayvalık merkezi ise eskisi kadar kalabalık değil, sanıyorum Eylül olmasının etkisi oldu yoksa Temmuz-Ağustos aylarında merkezi için eskilerden en çok aklımda kalan kalabalığı.

Ayvalık’a Ulaşım

Ayvalık’a karayollarıyla ulaşabilirsiniz. İstanbul’dan Bandırma’ya feribotla geçip Baltur/Bantur/Uludağ VİP gibi seçeneklerle Ayvalık’a geçebilirsiniz. İzmir, Ankara ya da İstanbul’dan otobüslerle gelmek de mümkün. Havayollarıyla gelmek isterseniz, Edremit’teki havaalanından Ayvalık 45 km.

Biz Bandırma- Ayvalık arası Bantur araçlarıyla ile Burhaniye’ye gelmiştik. Burhaniye merkezden daha sonraki bir zamanda Körfez Birlik araçlarıyla Ayvalık’a geçtik.

Ayvalık’ta Gezilecek Yerler

Cunda (Alibey) Adası: Ayvalık’a bağlı 22 ada olmasına rağmen biz sadece Cunda’yı biliyoruz, çünkü diğerleri milli park ilan edildiğinden yerleşim yasak. Ayvalık merkezden Cunda’ya Muğla Belediyesi’nin minibüsleriyle ya da kendi aracınızla ulaşım sağlayabilirsiniz. Bu sırada 1964 yılında Ayvalık ile Cunda’yı bağlamak için yapılan Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünden de geçmiş olacaksınız.

Cunda Sokakları

Cunda’da çarşısını gezebilir, eski evleri ve sokaklarını fotoğraflayabilirsiniz. Aşıklar Tepesi’ne de çıkabilirsiniz ama son gidişimizde çıkmadığımızdan ve eski gezilerimizde ziyaret etmiş olsak da bu tepeyi çok hatırlamadığımdan yanlış yorum yapmak istemem. Aklımda sadece kırık dökük bir kilise görüntüsü vardı, araştırdım; doğru hatırlıyormuşum:) Annem manzarasının da güzel olduğunu hatırlıyor.

Cunda’da merkezdeki kilise Rahmi Koç Müzesi olarak kullanılıyor; müze içinde eski arabalar, gemi maketleri ve parçaları mevcut, yani İstanbul’dakinin bir benzeri. Giriş 5 TL ama Müzekart Plus ile ücretsiz de girebilirsiniz.

Cunda Rahmi Koç Müzesi

Şeytan Sofrası: Şeytanın ayak izi olduğu iddia edilen bir çukuru görmeye gitmiyor elbette çoğu insan. Gün batımındaki manzarası harika. Oldukça geniş açıdan farklı manzaraları fotoğraflayabilirsiniz. Son gidişimizde çıkmadık ama araç park etmek için yer bulmanın zorluğunu hatırlıyorum, o yüzden gün batımından önce gidip yer bulmakta fayda var. Fotoğraf 2009 yılındaki gezimizden.

Ayvalık Şeytan Sofrası

Bir keresinde hiç unutmuyorum Şeytan Sofrası’na çıkarken geçtiğimiz yoldaki orman yanmıştı. Daha birkaç gün ya da bir sene öncesinde gittiğimizden ormanlık hali çok net bir şekilde aklımdaydı ve yangından sonra kömür olmuş araziye bakarken içimin cız ettiğini hatırlıyorum:( İlk defa orman yangının yarattığı tahribata bu kadar yakından tanık olmuştum, şimdi nasıl oralar bilemiyorum ama umarım o arazide evcikler değil de yeni ağaçlar yeşermiştir.

Ayvalık Sokakları: Ayvalık Belediyesi’nin sitesinde yer verdiği 1891 tarihli istatistiğe göre 21.666 olan kent nüfusunun 21.486’sı Rumlardan oluştuğundan Ayvalık’ın sokaklarını gezmek de çok keyifli, çünkü eski Rum evleri oldukça güzel. Keşke bu dar sokaklara araba da girmese. Birçok kişi motosiklet kullanıyor, bence Ayvalık sokakları için en iyi çözüm de bu.

Ayvalık Sokakları

Taksiyarhis Kilisesi: Ayvalık’ta birçok kilise mevcut, bu kilise ise diğerlerinin aksine camiye çevrilmemiş. Anıt Müzesi olarak geçiyor ama içi bildiğimiz kilise içlerinden farklı değil. Ayvalık’ın ilk kilisesi. Avrupa’yı gezip birçok kiliseyi ziyaret ettiyseniz kilisenin içi çok da ilginizi çekmeyebilir. Giriş ücretli, Müzekartınız varsa ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.

Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi

Çınarlı Cami ve Saatli Cami: Eskiden kiliseyken günümüzde cami olarak kullanıyorlar. Çınarlı Cami 1923, Saatli Cami ise 1928 yılında camiye çevrilmiş. Dış yapıya bakınca kiliseyi andırsalar da içlerindeki süslemeler boya ve alçıyla kapatıldığından içinde kilise izlerini gözlemlemek zor. Çınarlı Cami’nin adının nereden geldiğini tahmin etmek zor değil, etrafındaki çınar ağaçları sebebiyle bu adı almış. Saatli Cami ise depremde yıkılan çan kulesinin saat kulesine çevrilmesiyle bu şekilde isimlendirilmiş.

Ayvalık Saatli Cami

Biz sadece bu üçünü ziyaret ettik ancak daha birçok manastır, kilise ve cami bulunmakta.

Buralar dışında Antikacılar Çarşısı, Perşembe Pazarı, Meyhaneciler/Tenekeciler Sokağı da zevkinize göre ziyaret edebileceklerinizden. Ayvalık’ta ayrıca eski bir fabrikada kurulu Tarihsel Zeytin Galerisi mevcut, burası da adeta bir müze niteliğinde geçmişten günümüze zeytinyağının yapımında kullanılan araçları görebileceğiniz bir yermiş.

Ayvalık’ta Yeme-İçme ve Alışveriş

Cunda’da yenilecek şey belli, eğer zamanıysa Papalina balığı. Hamsiden de küçük bu balıkları sahildeki denize nazır restoranların herhangi birinde yiyebilirsiniz, tabağınıza kedilerin de ortak olacağını unutmayın:)

cunda-restoranlar

Ayvalık tostu elbette yenmeli ama benim beğendiğim yerler kalkmış. Deniz kenarında olduğundan Açelya Kafe’yi tercih etmiştik ancak tosttan çok memnun kalmadım. Tostçular Çarşısı’nda Mesut ve Avşar büfeleri tavsiye edilmiş, çarşıdaki mekanların oldukça küçük ve yoğun sucuk-sosis kokusu olduğu konusunda uyarmalıyım.

Güler Tatlıhanesi’nde kurabiyelerden yemenizi şiddetle öneririm, gerçekten de çok lezzetliydi; o sırayı boşuna beklememişiz. Daha önce Alaçatı’da sakızlı kurabiye tatmıştık ancak pek sevmemiştik. Buradan aldığımız sakızlı ve lorlu kurabiyeyi ise çok beğendik. Diğer ürünlerinden de alan kişi sayısı oldukça fazlaydı.

Kahve-çay için de merkezde deniz kenarındaki kafeleri tercih edebilirsiniz, biz en son Orfanos Kafe de oturduk, deniz kenarında da yer bulduğumuz ve lezzetli kurabiyelerimizle kahvemizi yudumladığımız için keyifli zaman geçirdik.

ayvalık kafelerAlışveriş içinse zeytin-zeytinyağı ve reçellerden alabilirsiniz. Ayvalık için zeytinin başkenti deniyor, zeytinyağının birçok çeşidi var Ayvalık’ta. Alışveriş yapabileceğiniz birçok mekan var, vaktiniz varsa birkaçına dalıp tadarak satın alabilir ya da evinize kargolanmasını isteyebilirsiniz.

Ayvalık’ta Konaklama

Son gidişimizde Sarımsaklı’ya gitmedik ama denize girmek istiyorsanız bu bölge plajı oldukça uzun ve en çok konaklama imkanı bulunan bölgesi. Aparttan otellere kadar birçok seçenek mevcut. Yeme-içme mekanları sık ve akşamları da gezmek için uzunca bir çarşısı var(dı), bunların değişmediğini sanıyorum. Altınova da bir seçenek konaklama açısından ama Sarımsaklı’ya göre daha az seçenek vardı hatırladığım kadarıyla. Elbette Ayvalık merkezde ve Cunda da konaklamak mümkün, hatta oldukça renkli, hoş butik yerler açılmış ancak plaj olanakları daha kısıtlı. Ben deniz için gitmiyorum zaten diyorsanız buralara bahar aylarında gelip tadını çıkarın derim:)