Deneyimlisine sordum: Kurumsal Turistlik

semiha-barselona

Yeni röportajım kurumsal bir şirkette çalışırken çok gezmeyi de başarabilen biriyle, Semiha Dökük. Semiha, 5 yıldır Bursa’daki büyük şirketlerden birinde 08:00-17:30 çalışanlardan, Ar-ge departmanında ERP Uzmanı. İlk kez yurt dışına Interrail ile birlikte çıktığımızda onun da kanındaki virüs uyandı sanıyorum, o da virüsün etkisiyle uzak yolların çağrısına sık sık kulak verdi. “Nicelik değil nitelik önemli” tayfasından, beğendiği yerlere birden fazla kez giden ama her seferinde farklı deneyimlerle dönen bir seyahat bağımlısı:) Schengen vizesi alınca Avrupa dışında başka bir yere gitmeyi reddettiğinden ve sık sık da Schengen aldığından Avrupa Uzmanı da diyebiliriz:)

Gelelim röportaja:) Semiha, bu röportajda kendi deneyimlerinden yola çıkarak son dönemin meşhur kavramlarından biri olan kurumsal turist olmanın ipuçlarını verdi:) Ben soruların cevaplarını az çok bildiğimden eksik sorular kalmış olabilir, kendisi ofisin seyahat gurusu olarak soruları yanıtlamaya alışık, sizin de sorularınız olursa Instagram @miya_sem hesabından kendisine ulaşıp sorularınızı sorabilirsiniz:)

Kendini kurumsal turist olarak tanımlar mısın?

Kendimi kurumsal turist olarak şu ana kadar tanımlamadım ama şimdi sen sorduğunda tanımlayabilirim diye düşündüm. Turist olmayı seviyorum, boş gezenin boş kalfası değil de kurumsal prangaların arkasında bir turist olduğumdan da kurumsal turist diyebiliriz.

Ne sıklıkta seyahat ediyorsun? Seyahat sürelerini belirleyen faktörler neler?

Galiba biraz sık seyahat ediyorum, düşününce ayda bire denk geliyor olabilir.

Seyahat sürelerimi belirleyen yıllık izinler diyebiliriz ama yıllık izinleri de tatillerle birleştirmeye çalışıyorum. Hafta sonları kısa geziler de yapıyorum, Bursa’da yaşadığım için en kötü ihtimalle İstanbul’a gezmeye geliyorum. 3-4 yıl önce Bursa sanat faaliyetleri açısından çok gelişmemiş olduğu için tiyatro ve konserler için İstanbul’a geliyordum ama şimdilerde daha çok turist olarak gezmeye geliyorum, yeni yerler keşfedip yeni mekanlar deniyorum.

Festival zamanlarını takip etmeye çalışıyorum, günübirlik ya da 1 gece konaklamalı olarak festival zamanlarında Adana, Hatay gibi başka şehirlere yolculuk ediyorum. Böyle düşününce de ayda 1’e denk geliyor seyahatlerim:)

semiha adana

Şimdi izin süren ne kadar?

Şu anda 18 gün, kısmetse Kasım’da 22 gün olacak. Biz de yasal izin sürelerine ek olarak 4 gün esnek yan hak var ama isteyenler onu satıp paraya da çevirebiliyor. Ben hiçbir zaman iznimi satanlardan olmadım elbette 🙂

Yan haklarınız dışında şirketin seyahat anlamında etkinlikleri de oluyor mu?

Şirketin düzenlediği geziler oluyor, her yıl ya da 2 yılda bir. Geçen yıl Karadeniz turu yapıldı mesela, en son da Budapeşte-Viyana vardı ama şirketin sunduğu fiyat teklifi benim gideceğimden daha pahalıya geldiğinden pek tercih etmiyorum. Bu yüzden şirketle hiçbir tura gitmedim şimdiye kadar.

Kulüplerimiz de var aslında, kulüplerin belli bir bütçeleri oluyor seyahatlerde de bundan kullanabiliyoruz.. Trekking kulübüne üyeyim, yılda bir kere konaklamalı ya da günübirlik etkinlikleri oluyor. Geçen yıl Safranbolu’ya konaklamalı gittik, bu yıl içinde Karacabey Longoz Ormanları’na günübirlik gittik. En son bu yaz Uludağ’da gece trekking yaptılar ama benim bir arkadaşım Bursa’ya geldiğinden gidemedim. Aslında çok trekking insanı olduğum söylenemez ama gezmeyi sevdiğimden kendimi trekking kulübü içinde buldum:) Bir de yemek kulübü var, onunla da yerel tatlar festivallerine gidelim dedik ama daha yöresel bir yer seçmemiz gerekiyormuş şirketten geçmesi için:)

Tur fiyatları pahalı oluyor dediğine göre daha çok bireysel gitmeyi mi tercih ediyorsun?

Ben aslında iki türlü de tercih edebiliyorum. Bana ilk defa yurt dışına çıkacaklar da hangisini tercih edelim diye ofiste soruyor ama ben iki türlü de seviyorum. Bireysel gitmenin özgürlüğü, rahatlığı tamamen farklı. Öte yandan rehber iyi bir rehberse onunla gezmek de çok güzel, bir de daha fazla yer görebiliyorsun. Mesela benim turla gittiğim Elegant Avrupa turu vardı, bu turda 1 haftada 5 ülke gezdik, bireysel olarak bu sürede bu kadar çok gezmek zor olabilirdi. Örneğin sadece Roma’ya gidilecekse bence tura hiç gerek yok. Bir de turla gideceksem farklı yerlere gidebilmenin yanı sıra tarih aralığı da önemli. Bayram dönemleri kendim gitsem daha pahalıya mal olacaksa tur tercih edebiliyorum.isviçre

Bireysel gezilerini nasıl ekonomik bir şekilde gerçekleştiriyorsun? 

Tatil dönemleri önceden belli olan zamanlarda, örneğin 1 Mayıs’ın pazartesi gününe geldiği bir yıl için çok önceden nereye gideceğime karar vererek uygun uçak bileti yakalamaya çalışıyorum. Mesela geçen 1 Mayıs’ta Barselona’ya gitmeye karar vermiştik. Herkesin bilet fiyatları artmadan alalım dediği dönemde ben diğer dönemlerdeki kampanyalardan yola çıkarak THY’nin bahar kampanyası olacağını öngördüğümden bekleyelim dedim. Kampanyaların az çok dönemlerini bilip kampanya çıktığında nereye gideceğin önceden belliyse sudan çıkmış balığa dönmeden avantajı yakalamış oluyorsun.

Barselona’ya bilet aldığımız günü hiç unutmuyorum, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Biz de o gün toplantıdayız, öğle arasında da kampanya beklediğimi bir arkadaşımla konuşmuştum, hatta 1 Mayıs’ta ucuza bilet bulmayı beklemiyorsun değil mi diye şaşırmıştı. O gün içinde konuştuğum arkadaşım beklediğin mail geldi diye haber verdi, mail önce ona düşmüş. Hemen birlikte gideceğim kişilere haber verdim, arıyorlar telefonu da açamıyorum ama neyse sonuç olarak gidiş-dönüş 1200 TL yerine 450-500 TL’ye aldık biletleri. Gidişi cuma akşamı dönüşü de 2 Mayıs yapınca daha uygun oldu.

Benzer şekilde 29 Ekim dönemi için Malaga’ya 2000 TL’ye olan fiyatları kampanya döneminde alarak 350 TL’ye getirdik. Bir de herkes 29 Ekim’de giderken biz dönüşü o güne ayarlayınca daha da avantajlı fiyatlar sağladı. Tarihlerde de biraz esnek olabilmek oldukça işe yarıyor.

Yurt içinde de Anneler ya da Sevgililer Günü gibi özel günlerde 1 alana 1 bedava kampanyaları oluyor, onları takip ediyorum. Adana’yı, Kars’ı bu şekilde yakalamıştık.

Kars Çıldır Gölü

Konaklamada ipuçların var mı peki?

Konaklamada yok aslında. Yurt dışıysa Booking’den ayarlıyoruz çoğunlukla, 1-2 yerde de Airbnb’den yararlandık. Uçak bileti bendeyse genelde konaklamayı yanımdaki arkadaşa bırakıyorum.

Konaklama için benim çok özel bir tercihim yok, sadece banyosu odanın içinde olsun yeter. Zaten genelde sadece yatmak için kullandığımızdan benim için çok bir önemi yok nerede kaldığımızın, o yüzden arkadaşlarımın seçmesi daha iyi oluyor.

Şehir içi ulaşımda ya da bir şehirden diğerine geçerken ne gibi yöntemler tercih ediyorsunuz?

Şehir içinde zaten genellikle yürüyerek geziyoruz.

Ramazan Bayramı’ndaki gezimizde ise Ryanair’den ucuz uçak bileti bularak oldukça uyguna şehirler arası seyahat ettik. O dönemde vizemiz var, bir yere gitsek dedik ama son ana kaldığımızdan turlar falan çok pahalıydı. Ryanair’da da Türkiye’den uçuş yok ama Sofya’dan varmış. 10 Euro’ya Brüksel’e bilet bulduk. Sofya’ya gitmek için de 5:30’da otobüsle yola çıktım, sabah 6’da oradaydım. Bütün gün orayı gezip akşam Ryanair ile Brüksel’e geçtik. Brüksel’i gezdikten sonra da oldukça uyguna Venedik’e geçtik, oradan da Slovenya’ya (Bled Gölü zaten masa ekranımda duruyordu, dönünce de kendi çektiğim fotoğrafı koydum:)). Tatili de böylece 1 haftaya bağlamış olduk. Slovenya’dan dönüşte de en uygun seçenek doğrudan İstanbul’a uçakla dönmekti, uçak biletine ilk defa bu kadar pahalı bir fiyat ödedim; sadece dönüş için 520 TL. Bu gezide bireysel olarak da daldan dala gezebileceğini test edip onaylamış olduk:)

Bohinj Gölü

Fiyatı uyguna getirmek için hiç aktarmalı uçtuğun oldu mu?

Yine bir tatil döneminde Barselona’ya uçacaktık ama bu sefer son dakikalara kaldığından bilet fiyatları çok pahalıydı. Arkadaşım ucuz uçak biletleri sitelerinden birinde 1-2 saatlik bir farkla Zürih aktarmalı uçuş bulmuştu. Bu arada Zürih’te kabin bagajındaki sıvılara falan çok ayrıntılı bakmışlardı, bu tarz Avrupa içi uçuşların tek dezavantajı kabin bagajıyla uçulması.

Gezme mottomu “Ucuz uçak bileti bul ve uç” olarak tanımlayabilirmişim herhalde, konuşmamızdan bunu çıkardım:)

İzin alma prosedürünüz nasıl, sene başında mı belirleniyor izinler? İzinlere yöneticinin tepkisi nasıl oluyor?

Geçtiğimiz senelerde bir kere öyle yapıldı, şirket bağlamıştı tatilleri de ama bu sene mesela şirketimiz bağlamaları çok geç haber verdi. Ben her durumda tatilleri bağlamaya çalışıyorum, bağladığım için de iznimin düşüp düşmemesi çok önemli olmuyor. Bir taraftan da Pazar gece 5:30’da döndüğümde hiç uyumadan Pazartesi şirkete gittiğim de olmuyor değil, o gün bir şekilde idare ediyorum, eve döner dönmez de yemek yiyip uyuyorum.

Yöneticim de izin konularında esnek. Ben de dikkat ediyorum zaten, izinlerimi ekip arkadaşlarımla aynı döneme getirmemeye çalışıyorum, bir de çok uzak kaldığım bir dönem olmuyor. Gerçi geçenlerde bir gün hep birlikte dönerken bir arkadaşım ne zaman izne çıkacağımı sordu, yöneticim senin izinlerin bitmiştir herhalde dedi ama aslında hiç de öyle değil. Ben hesaplı kullanmayı başarıyorum, sabahın köründe işe gelmek de bu ince hesabın bir parçası:)

Şirketteki arkadaşlarının bu kadar çok gezmene tepkisi nasıl?

Onların da haberi oluyor elbette, sosyal medyada da gezdiğim zamanlarda sık sık paylaşım yapıyorum ama alıştılar bu durumuma sanıyorum. Vize başvurusu falan yapacaklardan bana soranlar oluyor. Bir de sormasalar bile birisi bana gitmeyi planladığı yeri söylediğinde hemen kampanya varsa söylüyorum.

Brugge

Seyahat için özellikle para biriktiriyor musun?

Para biriktiremiyorum, sadece seyahat için değil genel olarak biriktiremiyorum:) Özellikle üst üste gelen yurt dışı tatillerinde zorlanıyorum. Bu durumlarda kartla ödeyerek hallediyorum.

Seyahat arkadaşların genellikle iş yerinden mi iş dışından mı?

Aslında daha çok iş yerinden ayrılanlardan arkadaşlığımı devam ettirdiklerim, yani bir nevi iş arkadaşlarım diyebilirim:)

Vize işlemlerini nasıl hallediyorsun? Uzun süreli vize nasıl alıyorsun?

Vize için evrakların çoğunu şirketten topluyorum zaten, banka işi falan olursa gün içerisinde yakındaki yerlerden hallediyorum. Vize başvurusunu ise bireysel hallediyorum, 1 gün izin alıp İstanbul’a gelip vize başvurumu yapıyorum. Bunları da hafta sonuna denk getirerek İstanbul’da hafta sonunu da geçirmiş oluyorum.

Uzun süreli alabilmem istikrar sayesinde oldu sanırım. Bir de şirket için SAP Forum’a gitmiştim, karşı taraftan davet mektubuyla Hollanda 6 aylık vize verdi. Hollanda üstüne İspanya da 6 aylık verdi, en son İtalya 1 yıllık verdi. Sanırım İtalya’dan devam edersem daha da arttırırım:)

Bled Gölü

Gezilecek yerler, gidilecek mekanlar hazırlığı da çalışırken oldukça yorucu ve zor. Bu hazırlığı nasıl yapıyorsun?

Ben aklımda olan yerlerdeki gidilecek yerleri ve mekanları gördükçe genellikle bir köşeye not defterime yazarım. Hazırlıklar oldukça vakit alıcı, bir de bütün gün bilgisayar başında çalıştıktan sonra akşam gelip tekrar bilgisayar açmaya hiç istekli olmuyor insan. Telefon ekranından da araştırma yapmayı çok sevmiyorum.

Bu tarz araştırmalar için otobüsteki zamanı, havalimanında bekleme zamanlarını ya da gittiğim yerde kahvaltıdaki zamanları kullanıyorum. Ayrıca ben hala elimde haritayla gezmeyi, onu karalayıp notlar almayı seviyorum (Interrail alışkanlıkları bunlar hep:)) Hatta bir dahaki gidişimde de aynı haritayı kullanıyorum.

Biraz akışa da bırakmak lazım, son gezimizde örneğin tren biletlerini hiç ayarlamamıştık ama bir şekilde hallettik. Havalimanına yetişirken panik yaşadığımız da olmadı değil ama:)

Böyle akışa bırakıp sorun yaşadığınız bir durum ya da genel olarak maceralı bir seyahatiniz oldu mu?

Genelde bir panik durumu oluyor tabi. Mesela şehir merkezinde olan otelimizi merkezde indiğimiz halde hep bulamıyoruz, yürürken bu kadar uzak mıydı otelimiz diyoruz:) Bazen gece yarısı da bulmak sıkıntı olabiliyor.

Maceralı olarak kendisi hatırlamak istemese de tatsız bir durum olan bindikleri otobüsün yanması var. Neyse ki kokuyu alan yolculardan biri sayesinde otobüsten inmişler ama otobüs hemen sonrasında yandığından valizleri kurtaramamışlardı. Bir süre otobüs yolculuğundan uzak dursa da artık otobüs yolculuğu yapıyor. Düşmanımın başına gelmesin diyeceğim türden:(

Uçak bileti alırken saatleri de çok dikkate almadığını anlıyorum.

Evet, uygun olduğu sürece saatin çok önemi yok.

Hiç kaçırdığın bir uçak oldu mu?

Neyse ki olmadı ama ucu ucuna yetiştiklerim oldu.

Seyahat edilecek yer fikri genelde senden mi çıkıyor?

Bazen benden bazen arkadaşlarımdan. Arkadaşlarımın isteğiyle de gittiğim yerlere tekrar gittiğim de oluyor. Örneğin; İtalya’ya 3 kez gittim. Yaşanan deneyimler farklı insanlarla gidince farklılaşıyor, bir de yıllar sonra farklı bir gözle bakabiliyor insan.

Bugüne kadar en beğendiğin şehir?

Hepsi:) Aslında Barselona’da yaşamak isterim (Hangimiz istemiyoruz ki:)). İtalya’yı çok beğeniyorum, her yerini gezmek istiyorum. Bir de küçük yerleri seviyorum. Colmar ya da Burano adası, tekrar gider miyim bilmiyorum ama buraları seviyorum.

Venedik Rialto Köprüsü

Aklında kalan bir lezzet var mı? Sırf o lezzet için oraya tekrar giderim dediğin yerler?

Neyse ki bir de lezzet için tekrar giderim dediklerim yok ama aklımda kalanlar var elbette. Nemi’deki çilekli tart. Venedik’te turla gittiğimizde Rialto Köprüsü’nün yanındaki hem ev yemeği hem pizza yapan mekanlardan birinde vejetaryen pizza yemiştim, hatta tekrar Venedik’e gittiğimde yine burada pizza yedim. San Gimignano’daki pizzacı da var. Senin önerilerinle yediğimiz tiramisu da var tabi:)

(San Gimignano’daki pizzacı ve tiramisu için İtalya yazıma göz atmayı unutmayın)

Döndükten sonra adapte olmakta zorlanıyor musun?

Evet zorlanıyorum, hem de bu kadar sık sık gittiğim halde bu zorlanmayı yaşıyorum. Özellikle 2 gün sonra falan yaşananlar çok uzakta kalmış gibi oluyor, zaman kavramını unuttuğun, yeni insanlarla tanıştığın bir yerden monoton ve yalnız hayatına dönmek bir boşluk hissi yaratıyor. Keşke hep orada kalsaydık oluyor insan. Seyahate beraber çıktığım arkadaşlarımla da konuşuyorum, aynı hisler onlarda da oluyor.

Adapte olmakta zorlananların yaptığı şeylerden biri olan seyahatten dönünce hemen bir sonrakini planlamayı sen de yapıyor musun?

Bu bir hastalık. Bir öncekini yapmadan bir sonrakini bile planlayabiliyorum. Hayatımdaki motive edici şey o oluyor; bir sonraki seyahati planlamak.

Hiç gezerken çalıştığın oluyor mu?

Yok ama bazı durumlarda Whatsapp’tan ya da arayarak yol gösterdiğim zamanlar oluyor.

Hiç iş yüzünden iptal etmek zorunda kaldığınız bir seyahat oldu mu?

Tam olarak değil ama 15 gün kala Brüksel-Paris turunu yöneticimiz ayrıldığı için durumlar biraz karışık olduğundan iptal etmiştik. Neyse ki iptal etme politikası 15 güne kadar tam iade sağlıyordu.

Röportaj ilginizi çektiyse uygun uçak bileti bulma ipuçlarımı anlattığım “Uygun Uçak Bileti Bulmak” yazımı ve yurt dışına bireysel ve turla seyahatin avantajlarını/dezavantajlarını yazdığım “Yurt Dışına Turla mı Gitmeliyim Bireysel mi?” yazımı da okumanızı öneririm.