Günübirlik Adana

Adana

Bir şehre günübirlik gittiğinizde o şehri  tamamen keşfettiğinizi söylemek çoğu durumda yalan olur, ben hafta sonu kaçamağı olarak günübirlik hava değişimini, damağınıza farklı bir tadın değmesini ve bir günlük de olsa yeni bir yer görme hissiyatını seviyorum. Arada ev özlemine benzer bir havalimanı özlemi de olmuyor değil. Gerçi Konya için neredeyse tümünü bir günde keşfettiğimizi söyleyebilirim, bunda Piri uygulamasının rotasını izlemenin katkısı büyük, hatta merkezi tamamen bitirip yine uygulamada yer alan ilçelerinden birine gitme fırsatımız bile olmuştu. Adana içinse aynı şeyi söylemek zor, en azından Piri Adana’yı uygulamaya ekleyene kadar:)

Adana için hazırlıkları bu sefer yol arkadaşım anneme bıraktım, benimle yıllardır gezen annem nedense rota oluşturmaya gelince benim tekniklerimi hiç kullanmıyor:) Bir de bakmışız gezdiğimiz yerlere dönüp duruyoruz, çünkü bazı yerleri atlamışız. Neyse ki hem bu şekilde gezmemize hem de bu sefer geç gitmemize ve erken dönmemize rağmen listemizde olan her yeri gördük sayılır. Adana’da çok farklı kültürlerin yaşamış olması ortaya farklı yapılar çıkarmış, bu da Adana’yı gezmeyi keyifli hale getiriyor.

Adana ile ilgili sizlere bir uyarıda bulunmadan da geçemeyeceğim. Adana’da dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri arabalar ve motosikletler. Işık yayaya kırmızı yanar yanmaz hareket ediyorlar, çok hızlı geliyorlar ve motosikletler yeri geldiğinde yaya ışığını yeri geldiğinde araç ışığını kullanıyor. İnsanlar biraz langur lungur yürüyorlar yolda, gidiş yönüne göre sağdan soldan yürüme gibi bir ayrım yok. Gerçi bu İstanbul’da da pek yok ama beterin beteri de varmış demek ki.

Adana’ya Ulaşım

Adana’ya İzmir, Ankara ve İstanbul’dan direkt uçuşlarla gidebilirsiniz. Biz Pegasus ile İstanbul’dan sabah 9:00’da hareket ettik ve 10:30’da Adana’ya vardık. Dönüş uçağımız da 20:10’daydı. Havalimanı ile şehir merkezi arası 10-15 dakika sürdüğünden diğer şehirlere göre avantajlı.

Havalimanında şehir merkezine havalimanında çıkınca hemen karşısından kalkan dolmuşlarla ulaşabilirsiniz. Taksi fiyatları da oldukça uygun, 10TL’ye sizi merkeze götürüyorlar.

Adana’da Gezilecek Yerler

Kazancılar Çarşısı

Kazancılar Çarşısı: Kazancılar Çarşısı sadece kazanların değil daha birçok şeyin satıldığı bir yer. Çarşı güzel tasarlanmış, hemen ilerisinde de Saat Kulesi var. Türkiye’deki en uzun saat kulesi olma özelliğini taşıyor. Uzunuluğu tam 32 metre.  Sağlamlığıyla da dikkat çeken kule 1998’deki Adana depreminde ayakta kalabilenlerden.

Ulu Cami ve Ramazanoğlu Medresesi: Ulu Cami de Saat Kulesi’ne oldukça yakın. Dışarıdan heybetli görünüşünün yanı sıra avlusu da oldukça hoş bir tarihi dokuda. Hemen yanındaki medresenin bahçesinde de çay-kahve içebilir, kursların verildiği yerde ders arasında ney çalanlara rastlayabilirsiniz. Medresenin bahçesinde ağaçlar da olduğundan gölgede oturarak soluklanmak için iyi bir seçim olabilir.

adana ulu cami

Bebekli Kilise: Bebekli Kilise tepesindeki Meryem Ana heykelinin çocuğu andırması nedeniyle bu adı almış. Kilisenin içi oldukça yalın, biz gittiğimizde piyano çalan biri vardı. Haftanın tüm günleri açık değil, gitmeden önce araştırınız. Polis tarafından da korunuyor.

Kuruköprü Kilisesi Anıt Müzesi ve Adanaevi: Kuruköprü Kilisesi’ne tesadüfen Atatürk Parkı’na giderken rastladık. Kilise’nin taş yapısı aydınlandırmanın güzelliğiyle birleşince ortaya güzel bir görüntü çıkmış, burada gösteriler oldukça güzel olur sanıyorum. Adana Evi de kiliseyle aynı bahçede. Burada farklı odalarda Adana’ya dair farklı anlatımlar görmek mümkün, Adana’daki bir evin bölümleri oluşturulmuş. Odaların dışında giyim-kuşamını, mutfak kültürünü ve Adana tarihçesini anlatan yazılar mevcut.

Kuruköprü Anıt Müzesi

Adana Sinema Müzesi: Sinema Müzesi’ne giriş ücretsiz. 3 katlı eski bir konak olan yapı üzerine bastıkça gıcırdayan tahtaları ve duvardaki eski-yeni filmlerden afişlerle sizi geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Eski fotoğraf makineleri, kameralar, Adana’daki eski açık hava sinemasının maketi ve daha birçok şey sizi bu müzede bekliyor. Muzaffer İzgü’nün doğduğu günün hikayesini de okumayı atlamayın, gülümsetici bir hikaye. Adana Sinema Müzesi eskiden nehir kenarındayken araya yol yapılınca bu özelliğini kaybetmiş.

Adana Sinema Müzesi

Müze etrafında eski dokulu birçok konak var ama maalesef Konya’daki kadar koruma altına alınamamış sanıyorum.

Atatürk Müzesi: Atatürk Müzesi de eski bir konak havasında ama sanırım restore edilmiş. Atatürk Müzesi’nin hemen yanında Sinema Müzesi yer alıyor. Müzenin içini gezmediğimizden yorum yok. Adana genel olarak Atatürk’le ilgili park, heykel, cadde isimleri gibi birçok şeyin bulunduğu bir yer, bununla karşılaşacağımı bilmiyordum açıkçası; şaşırttı beni.

Camiler: Sabancı Merkez Cami hem Taş Köprü’den hem de Merkez Park’a giderken fotoğraflayabileceğiniz Adana’nın en büyük camilerinden biri, oldukça da ihtişamlı. Yağ Cami Kazancılar Çarşısı’na giderken eski dokusu ve taş yapısıyla güzel bir cami. Kemeraltı da Bebekli Kilise yakınlarında görebileceğiniz eski taş camilerden bir diğeri.

Sabancı Merkez Cami

Taş Köprü: Taş Köprü eskiden daha fazla göze sahipken otel ve yol çalışmaları derken bu gözler toprak altında kalmış. Yine de güzelliğini kaybetmemiş. Köprünün üstünde bir yürüyüş yapmak keyifli, ayrıca bu köprü hala kullanılan en eski köprülerden biri. Adına türkülerin yazıldığı, efsanelerinin olduğu bir köprü bu. Sanıyorum gece ışıklandırılınca da güzel oluyormuş.

Adana Taş Köprü

Merkez Parkı: Seyhan Nehri’nin kıyısında dolaşmak için en güzel yer merkez parkı, oldukça uzun bir parkur var. Elbette Merkez Park bitişinden kalkan Eskişehir ve Venedik’tekilere benzer gondollara da binip dolaşabilirsiniz. Bir de irili ufaklı köprücüklerle karşı kıyıya geçebilir, kıyıdaki küçük çaplı saat kulesini de fotoğraflayabilirsiniz.

Merkez Park dışında da hem sahil kenarında hem de şehrin içinde birçok irili ufaklı park bulunuyor. Adana parklarıyla gönlümüzü fethetti dersek yalan olmaz:)

Adana Kültür ve Sanat Merkezi: Adana Kültür Sanat Merkezi’ne Ulu Cami’den sahile indiğiniz sokağın karşısında rastlayacaksınız. Bina dışarıdan çok hoş ama içine de girip Adana’nın eski fotoğraflarını tarihini okumakta yarar var. Arka kapısından da nehri ve parkı fotoğraflayabilirsiniz.

Adana’da Yeme-İçme & Alışveriş

Onur Kebap: Yerli tavsiyesiyle gittiğimiz aç halde yürünmemesini önerdiğimiz kebapçı. Onur Kebap Merkez Parkı’nın bitişinde sayılır, Gazipaşa Bulvarı’nın sonundan sağa döndüğünüzde ulaşabilirsiniz. Birçok kebapçıya göre biraz daha lüks ama fiyatlar İstanbul’daki kebapçılara benzer. Tat olarak da çok farklı bir tat bulamasak da memnun kaldık. İkramlar ve kebap derken de başka bir kebapçı denemeye fırsat kalmadı. Eğer fırsat olsaydı bir başka şiddetle tavsiye edilen hemen yakınlardaki Kling Usta’ya da uğrayacaktık. Bunlar dışında Atatürk Parkı’na giderken Mesut Kebap ve havalimanına giderken yine Zomato’da yüksek puanlı olanlardan Birbiçer Kebap var. İstanbul’da şubelerinin olduğu kebapçıları ise hiç düşünmedik bile.

Muzlu Süt Dünyası: Atatürk Parkı’nın hemen yanında yer alan Muzlu Süt Dünyası Kazım Büfe’ye yürümeye üşenince tercihimiz oldu. Adanalı birçok kişinin burada oturup muzlu süt içtiğini görmemiz de bu tercihte etkili oldu elbette. Muzlu süt yerine muzlu frozen denmeli, 1 tane söylediğinizde neredeyse 1 litrelik şişeye dolduruyorlar; aman birden fazla almayın. Pek bayılmadık ama belki daha sıcak günlerde harika gelebilir. Kazım Büfe ise Onur Kebap’a yakın. Yerlileri Kazım Büfe’de içmediyseniz muzlu süt içmiş sayılmazsınız diyor şeklinde bir güncelleme de eklemem gerekiyor sanırım, artık bir dahaki sefere diyorum ben de:)

Sahil Kafe & Çay Bahçesi: Merkez Park’ın sonuna doğru Galleria’nın yakınlarında yer alan bu çay bahçesi en sevdiğim yerlerden oldu, çünkü manzarası çok güzel. Hemen karşısından gondollar kalkıyor, suda bolca ördek var; üstelik Cumartesi olmasına rağmen nehir kenarında yer bulmak mümkün.

Seyhan Nehri

Kardeşler Fırın: Adana’da birçok yere yayılmış olduğundan iyi olduğuna karar verdik, oturmak için de yeri var genelde. Ürünleri taze, biz kurabiye tabağı ve çay tercih ettik. Burada Adana’ya özgü simit çeşitlerinden de tercih edebilirsiniz.

Ali Göde Şalgamcısı: Çetinkaya yakınında yer alan şalgamcı çok tercih edilen bir nokta. Hem kolilerce bir yerlere dağıtılıyor hem de insanlar çokça gelip burada bardak bardak şalgam içiyorlar. Ben ilk defa şalgam içtim, bana çok tuzlu geldi ama seveni beğenir herhalde. Bardağın içine bir de şalgam atıyorlar.

Nadir Kuruyemiş: Yine Atatürk Parkı’na giderken rastladığımız eve kuruyemiş alabileceğiniz bir yer, kuruyemişleri oldukça taze ve güzel. Zaten hepsinden tattırıyorlar.

Bir de havalimanında paket paket Yeni Uğur Cezeryecisinden cezerye alan birini gördük, bence yerinde yani Mersin’de almak daha iyi olur ama çok seviyorsanız bir gidip deneyebilirsiniz güzel mi diye.