Stockholm Gezi Rehberi

Stokcholm

  1. İsveç’te Ulaşım
  2. İsveç’te Gezilecek Yerler
  3. İsveç’te Yeme-İçme
  4. İsveç’te Alışveriş
  5. İsveç’te Konaklama

Başlığa kendinizi akışa bırakın ya da sağlıklı gezi rehberi gibi şeyler de yazabilirdim. Keza yazıyı yazarken fonda da sakin müzikler var, sanırım Stockholm’un üzerimdeki duygusal etkisi: sakinlik ve yavaşlık…

İklim değişikliklerinden en çok etkilenecek şehirlerden olmaları nedeniyle mi sağlıklılar? Soğuğun etkisiyle mi ciltleri çok güzel? İnşaat işçisi bile neden bu kadar bakımlı? Seçilmiş kişiler mi? Dışları gibi içleri de güzel mi? Aklımızdan gezi boyunca geçen sorulardan sadece birkaçı.

Nisan ayı olmasına rağmen güneşli günlere rastladığımız için yaşadığımız mutluluk mu yoksa bize iyi hissettiren? Bilemiyorum ama bir şekilde bu şehir insanı akışına alıyor ve siz de sakinleşip sanki doğal haliniz böyleymiş gibi hareket etmeye başlıyorsunuz ya da ben sadece böyle hissettim. İlk gidişimde de böyle hissetmiş miyim acaba?

İlk gidişimde sakinlik konusunda ne hissettiğimi hatırlamıyorum ama öğrenci kaynaklarımla çok fakir hissettiğimi hatırlıyorum:) Tüm gezi boyunca iki adet kafede zar zor oturmuştuk, sonrası hep merkez istasyondaki fast food restoranlarında geçmişti. Neyse ki bu sefer çalıştığım kurumda projemizin fonuyla hem iş hem tatil modunda gittik de aç kalmaktan tek öğün yemek ve kahveye geçiş yapabildik:) Demek istediğim İsveç pahalı bir ülke, özellikle öğrenciyseniz çalışma hayatına atılmayı bekleyin derim!

İsveç’te havaya gelirsek Temmuz’da bile üstünüze bir şeyler almanızı öneririm ama Nisan’da da güneşe rastlarsanız montlarınızı çıkarıp güneşli bir öğlenin tadını çıkarabilirsiniz. Bir taraftan da su üstünde hala buz kütleleri yüzerken kışın bittiğini sanıp da aldanmamak lazım:)

Neyse aklımızdan geçen sorular bize kalsın, sizlere gezdiğimizi gördüğümüzü yediğimizi anlatmaya bir yerden başlayayım.

Stockholm’de Ulaşım

Stockholm’de hemen her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz, hava alanından şehir merkezine hariç! Havaalanından şehir merkezine geçmek için de birkaç yolunuz var, biz tren (Arlanda Express) ve otobüs (Flygbussarna) opsiyonlarını kullandık. Arlanda Express oldukça pahalı bir opsiyon, hafta sonu indirimleri ve kişi sayısı kampanyalarıyla bir tık ucuza getirsek de yaklaşık 14 Euro ödedik. Euro’nun arttığı bu günlerde TL halini hiç yazasım yok:( Biletinizi hava alanı içindeki Tourist Info’dan alabilirsiniz.

stockholm'de ulaşım

Flygbussarna ise biraz daha uygun, indirimsiz kampanyasız yaklaşık 12 Euro. Arlanda Express kadar hızlı olmasa da sık aralıklarla kalktığı ve çok durağı olmadığından rahat bir şekilde hava alanına ulaşma opsiyonlarından bir diğeri.

Şehir içinde de herkes gibi yürümeyi tercih edin derim, keza ulaşım çok ucuz değil. Ayrıca da çok büyük bir şehir olmadığından ulaşıma para harcamak gereksiz bir masraf. Eğer ulaşım kullanacaksanız da deniz yolu opsiyonlarını tercih ederek güzel manzaralar eşliğinde bir yolculuk geçirebilirsiniz.

Stockholm’de Gezilecek Yerler

Gamla Stan (Eski Şehir): Gamla Stan bölgesi bence Stockholm’un en güzel yerlerinden biri; daracık sokakları, kırmızı ve sarı evleri, kafeleri, hediyelik eşya dükkanlarıyla küçük ama barındırdıkları büyük olan bölgesi. Benim bu bölgedeki favori meydanım ise ikinci gidişimde meydana çıkacak sokağın önünden geçerken bir anda oraya çıkacağını hissettiğim Nobel Müzesi’nin, renkli evlerin ve Choladkoppen isimli tatlış bir kafenin de yer aldığı Stortorget. Bence siz yine de belli yerleri aramak yerine bütün sokaklarına girip çıkmaya çalışın.

Gamla Stan

Södermalm: Stockholm’deki adacıklardan bir diğeri. Gamla Stan’dan ilerlemeye devam ederseniz Södermalm’a ulaşabilirsiniz. Burada tarz kafeler, vintage dükkanlar, mağazalar bulabilirsiniz. Ayrıca Fotoğraf Müzesi de burada yer alıyor, bizim özel ilgimiz olmadığından girmeyi tercih etmedik. Burada bir de şehrin panoramik manzarasını görebileceğiniz, artık yerlisi olmuş bir Türk arkadaşımızın tavsiyesiyle gittiğimiz Skinnarviksberget adlı küçük tepe. Evet biraz kayalık ama çıkılmayacak gibi de değil, buraya mutlaka şans verin derim. Kapak fotoğrafı da elbette bu tepeden çekildi.

Skeppsholmen: Google’ın yanlış yönlendirmesiyle girmiş olsak da buraya giderken geçtiğimiz köprüyü ve bu köprüde çektiğimiz fotoğrafları çok sevdiğimizden bazı hatalar güzeldir diyoruz. Ayrıca en sakin yerlerinden biri, aslında adada birkaç müze de var ama müze dışında pek bir şey olmadığından insanların özellikle gittiği bir ada değil sanıyorum. Adacığa geçmeseniz de bu adacığa geçmek için olan köprüye uğramanızı tavsiye ederiz.

skeppsholmen

Djurgarden: Gelelim şehrin turistler için en gözde adacığına. Neredeyse bilinen tüm müzelerin toplandığı adacık olduğundan en çok turiste burada rastlamak mümkün. Merkezden yürüyerek ulaşırsanız özellikle deniz kıyısından yürümeyi tercih ederseniz keyifle oturabileceğiniz kafeler mevcut ama fiyatları pek keyifli değil maalesef. Djurgarden’da görülebilecek müzelerde biri Vasa Museum. Bu müzede bazılarınızın bildiği üzere 1628 yılında batan Vasa gemisinin kalıntıları bulunuyor. Geminin yapılma, batma ve çıkarılma hikayesini anlatan bir belgesel de mevcut, açıkçası müzeye gitmeden belgesel de izlense olurmuş izlenimi yarattı bizde. Ayrıca bizim ziyaretimiz sırasında geminin yapımında kadınların aktif rol aldığını anlatan Vasa’nın kadınları sergisi de vardı.

Vasa Müzesi

Nordiska Museum ise İsveç’in geçmişten günümüze yaşam tarzlarını gösteren bir müzeydi, tamamını gezmemiz yaklaşık 3-4 saatimizi aldı. Herkesin ilgisini farklı bölümler çekiyor elbette. Örneğin bazıları mutfak geleneklerinde vakit harcarken bazıları ev düzenleri ya da festival geleneklerinde daha çok vakit geçiriyor. Müzede kalıcı sergilerin yanı sıra geçici sergiler de var. Örneğin; biz ziyaret ettiğimizde Sami’lerin toplumdaki yerlerini ve yaşadıklarını anlatan geçici bir sergi de mevcuttu. Görülmesi gereken yerler listenize almanızı öneririm. Ayrıca müzenin hemen her bölümüne çocuklar için o bölümle ilgili farklı bulmacalar / oyunlar koymuşlar, hatta Kuzey Işıkları bölümündeki tüm gizemleri çözerek ufak birer hediye bile kazandık:) Evet, hala çocuk ruhumuzu kaybetmeyenlerdeniz 🙂 Nordiska Müzesi’ni Skansen açık hava müzesi ile de birleştirirseniz müzede gördüklerinizin canlandırılmış halini de görmüş olursunuz. İçine girip çıkabildiğiniz evleri, yeşillik alanları ve hayvanlarıyla özellikle çocuklu aileler için ideal.

Bu müzeler dışında Abba Müzesi, Spirit Museum gibi daha birçok müze bu alanda yer alıyor. Abba Müzesi’ne gitmeseniz de kapısındaki Abba posterinde fotoğraf çektirebilirsiniz.

Djurgarden’a gelmişken mavi kapıdan girip parkta da dinlenmeyi ihmal etmeyin derim, aşağıdaki fotoğrafta siz de huzuru hissettiniz mi?

djurgarden

Normmalm: Burası da daha çok otellerin, pazarların, mağazaların, restoranların, merkez istasyonun bulunduğu bölüm. Alışverişlerinizi buradan yapabilir, Viking stilinde kurulan pazara denk gelirseniz de ilginç görüntülere tanıklık edebilirsiniz.

Normmalm’da bulunmasa da merkez istasyona yakınlığıyla adeta buradaymış gibi hissettiren City Hall de şehrin görülmeye değer yerlerinden.  Avlusu ve harika manzaralar sunan bahçesi oldukça güzel ve bu bölümleri ücretsiz. İçinde de duvarların altın kaplamalı olduğu bölüm ilk gidişimden aklımda kalanlar arasında.

city hall

Stockholm’de Yeme-İçme

Hermans Restoran: Birlikte gittiğim arkadaşlarımdan biri vegan olunca seçeneklerimizin kısıtlanacağını düşünürken İsveç’in veganların yaşaması için en uygun yerlerden biri olacağına karar vermemiz Hermans Restoran ile başladı. Düşük bütçeli vejetaryen restoranlar listesinde rastlamıştım, bizim için pek düşük bütçeli olmasa da sınırsız açık büfe yemekleri, yemekten sonra sınırsız çay/kahve ikramları, meze/salata ve sebzeli lazanya gibi hemen her yemeğin çok lezzetli olması, harika manzarası bütçenin bir tık yüksekliğini bize unutturdu. Ben böyle humusu Türkiye’de hiçbir yerde yemedim, keza humus sevmezdim; sevmediğim humus değil benim tattığım versiyonlarıymış meğer:)

Açık büfe öğle yemeği 13,5 Euro; öğle yemeği dediysem saat kısıtlaması pek yok; biz 3-5 arasında oradayken hala alabiliyordunuz. Manzara ve ortam çok huzur verici olunca yol yorgunluğuyla saatlerce oturduk:) Sonrasında aramıza katılan arkadaşlarımızla tatlılarından da deneme fırsatımız oldu, özellikle üstü cevizli olan bir tatlısını çok beğendim.

Hermans Restoran; Södermalm’de yer alıyor, Fotografiska Müzesi’nin de hemen üstü gibi, çok çok yakınlar. Gerçi müzeye giden arkadaşlardan biri müzenin kafesinin de çok güzel olduğunu iletti, aklınızda bulunsun:)

Helso Kafe (Halsocafet Mahalo): İsveç’te yıllardır yaşayan proje ortaklarımızdan bir arkadaşımızın tavsiyesiyle brunch için geldik. Küçük ama tatlı bir kafe, oldukça da kalabalık. Stocholm’de birçok yerde olduğu gibi maalesef nakit kabul etmiyor. Yaban mersinli pancake’i en çok tercih edilenler arasında. Ben falafel dürüm tercih ettim, yemesi biraz zor olsa da tadı lezzetliydi. Fiyatlar ise ortalama. Bu kafe de Södermalm’de yer alıyor.

helso kafe

Nalen Restoran: Proje partnerlerimizin öğle yemeği için götürdüğü Normmalm’da yer alan mekanın özellikle iç dekorasyonu çok başarılıydı, duvarları başlı başına bir sanat eseriydi diyebilirim. Yemekler de lezzetli, öğle yemeği için dilerseniz kendiniz seçebiliyorsunuz dilerseniz günün menüsünü tercih edebiliyorsunuz.

Oaxen Slip: Burası da proje partnerlerimizin akşam için getirdiği Skansen’de yer alan şık ve biraz da pahalıca olan restoran. İnternette araştırırken Michelin yıldızlı diye çıkmıştı ancak Oaxen Krog & Slip olarak geçen bu restoranın sanıyorum Krog kısmı bu şekildeymiş. Lezzetli yemekler yedik yemesine ama bu lezzetteki yemekleri Türkiye’de lüks bir restoranda da yerdik izlenimi verdiğinden Michelin yıldızlarının Krog’a ait olduğunu düşünüyorum:) Balıklar da güzeldi ancak et seçeneği çok daha başarılı, giderseniz aklınızda bulunsun.

Max Burger: Max Burger adından da anlayacağınız üzere İsveç’te bir burger zinciri. McDonalds, Burger King de mevcut ama en çok tercih edileni gözlemlediğim kadarıyla Max Burger zinciri. Uygun fiyatları ve doyurucu menüleriyle hesaplı bir öğünün adresi. Ayrıca veganlar için de seçenekler var, nakit kabul etmiyormuş gibi dursa da ediyor; kasaların boş olduğuna bakmayın siz.

Espresso House: İsveç’in dört bir yanında farklı mimarilerde göreceğiniz Espresso House bence en iyi kafe zincirlerinden biriydi. Özellikle poşet meyve-yeşil çaylarının kokuları harika, yanıma alsaydım bağımlısı olabilirdim. Sıcak çikolata da en sevdiğim şekilde hazırlanıyor, yani marshmallow’lu:)

Chodladkoppen: İlk gidişimde oturduğumuz Gamla Stan’da yer alan bu kafe tarçınlı çörek ve sıcak çikolata içmek için ideal. Meydandan gelip geçenleri izlerken zamanın nasıl geçtiğini de anlamayacaksınız.

stortorget

Wayne’s Coffee: Daha çok Södermalm’de rastladığımız Starbucks tarzı kahve zinciri ama maalesef pek başarılı değil; üstelik nakit kabul etmiyor.

Secret Garden: Gamla Stan’da sahile yakın kafelerin hepsi dolu, burada yer bulunca sevindik. Güneşten yararlanmak için oldukça güzel ama kalabalık olduğundan biraz fazla sıkışık. Daha çok içki modunda takılıyorlar ama bir sürü güzel kafe varken burayı özellikle tavsiye etmem.

Museum of Spirits Cafe: Burada ilk defa yulaf sütüyle latte içen arkadaşımdan o latte’yi tatmaz olaydım. Ben latte sevmem ki ama yulaf sütü Türkiye’ye gelirse latte bağımlısı olabilirim:) Neyse Museum of Spirits’in kafesi Vasa Müzesi’ne çok yakın olup suyun kenarında manzaraya karşı oturma imkanı da olunca çok da güzel bir tercih oldu, keyifli vakit geçirmek için tercih edilecekler mekanlardan biri.

Museum of Spirits Kafe

Stockholm’de Alışveriş

Stockholm’de her yerde Ikea göreceğini sananlardansanız yanılıyorsunuz, mesela biz sadece bir kez Ikea gördük, onda da içine girme hevesimiz olduğunuz söyleyemem. Ev eşyaları, mutfak gereçleri için çok daha farklı yerler mevcut. Lagerhaus bunlardan biri; mutfak gereçleri, kırtasiye, süs eşyaları vb. birçok şeyin bulunduğu hoş bir mağaza.

H&M biraz daha fazlaca, fiyatlar çok uygun değil ama farklı ürünler mevcut. Daha kaliteli, renklerin daha sade olduğu kıyafetler; yani İsveç tarzına daha uygun olanları var. Ayrıca H&M Home da var.

Hediyelik eşya içinse Gamla Stan’da bir sürü mağaza mevcut. Viking şapkalarından, magnetlere birçok hediyelik eşyayı buralardan alabilirsiniz.

Biz bir de Kahls The & Kaffehandel adlı bir dükkandan eve çay aldık, kokular harika olunca dayanamadık. Normmalm’de merkez istasyonun karşısındaki sokakta yer alan bu dükkan İranlı biri tarafından işletiliyor. Çay çeşitleri o kadar fazla ki kahvelere bakmadık bile. Benim çaylardan favorim Svenska Bar.

Bir de D vitamini, multivitamin gibi şeyler satın alan arkadaşlarım da oldu, fiyatlar Türkiye’ye kıyaslayınca uygun bile kalıyor.

İsveç’te Konaklama

Normmalm’da birçok otelin fiyatları birbirine çok yakın. Radisson Blu Royal Viking hem merkeziliği hem de konforuyla gönül rahatlığıyla tercih edebileceklerinizden biri. Scandic Upplandsgatan da arkadaşlarımızın kalıp memnun kaldığı yine merkezi otellerden bir diğeri, duyduğuma göre kahvaltısı da oldukça başarılıymış. Comfort Hotel’de de kalan arkadaşlarımız oldu, orası da hiç fena değilmiş. Oteller dışında çok olmasa da hostel seçenekleri de mevcut.